-Araştırmalarımız romantik ilişkilerde kaçınma hissini azaltan bir faktörü ortaya çıkardı.
Yazan: Deniz Bayraktaroğlu, Düzenleyen: Emre Selçuk
Kimi kişiler, romantik ilişkilerinde partnerlerine güvenmekte ve yakınlık duymakta zorlanabilir, bunun bir sonucu olarak partnerleriyle aralarına belirli bir mesafe koymayı tercih edebilirler. Bu kişilerin kaçınan bağlanmaya sahip oldukları söylenir. Araştırmamız kapsamında, ilişkide yaşanan bazı olumlu deneyim ve etkileşimlerin, partnere kaçınan bağlanmayı azaltarak kişilerin ilişkide daha güvenli hissetmelerini sağlayıp sağlamayacağını merak ettik. İlişkilerinin ilk üç ayındaki çiftler ve evliliklerinin ilk altı ayındaki çiftler olmak üzere iki ayrı katılımcı grubundan, 21 gün boyunca her gün, günlük hayatta karşılaşabilecekleri çeşitli olumlu olayları (örn., “Bugün bir başkasıyla çoğu insanın olumlu bulacağı bir etkileşim yaşadınız?”) yaşayıp yaşamadıklarını “Evet” veya “Hayır” cevabı vererek rapor etmelerini istedik. Eğer bu soruya “Evet” cevabını vermişlerse, hemen ardından bu olumlu olayın kaynağının partnerleri/eşleri olup olmadığını sorduk. Ayrıca tüm çiftlerin ilişkilerinde bağlanmaktan ne kadar kaçındığını (örn., “Partnerime/eşime açılma konusunda kendimi rahat hissetmem.”) ve kaygı duyduğunu (örn., “Sıklıkla, partnerimin/eşimin beni yarı yolda bırakacağından endişe ederim.”) ölçtük. Böylece, 21 günlük sürede yaşanan ilişkiye dair olumlu olayların partnere kaçınan bağlanmayla ilişkisini inceleme imkanına sahip olduk. Sonuçlar, günlük hayatta yaşanan olumlu olayların bağlanmaya ilişkin kaçınma duygularını azalttığını ortaya koydu. İlişki dışındaki olumlu olaylarınsa, partnere kaçınan bağlanmadaki değişimle herhangi bir ilişkisi bulunmadı. İlişkiye dair ve ilişki dışındaki olayların partnere kaygılı bağlanmayla herhangi bir ilişkisi de tespit edilmedi.
Bir diğer çalışmamızdaysa, ilişkilerinin ilk altı ayındaki çiftlerden laboratuvarımızı ziyaret etmelerini ve biz onları kameraya kaydederken ilişkilerine dair olumlu bir olay hakkında konuşmalarını istedik. Sonrasında, bu olumlu olayın konuşulması esnasında partnerlerin birbirine gösterdikleri olumlu davranışları, ilişkiyi ve yaşanan olumlu olayı onaylama davranışları (örn., “Konuşulan konuyla ilgili olumlu düşünce ve hislerini açığa vurdu.”) ve konuşmaya gösterilen ilgi (örn., “Partnerinin söylediklerine ilgi gösterdi.”) olmak üzere iki kategoriye ayırdık. Ayrıca, yine çiftlerin bağlanmaya ilişkin kaygı ve kaçınma hislerini ölçtük. Bulgular, katılımcıların konuşma esnasındaki onaylama davranışlarının, bağlanmaya ilişkin kaçınmayı zaman için azalttığını ortaya koydu. Ancak konuşmaya gösterilen ilgi, partnere kaçınan bağlanmayla ilişkili bulunmadı. Ek olarak, ne katılımcıların ne de partnerlerinin davranışlarının, partnere kaygılı bağlanmayla bir ilişkisi tespit edilemedi. Tüm bu sonuçlardan hareketle, günlük hayatta ilişkiye dair olumlu olayların ve olumlu bir olayı konuşurken gösterilen onaylama davranışlarının, spesifik olarak bağlanmaya ilişkin kaçınmayı azalttığı sonucuna vardık.
Peki ilişkiye dair olumlu etkileşimler kaçınma duygularını nasıl azaltıyor? Bulgularımız, bunun altında etkileşimlerin açığa çıkardığı olumlu duyguların yattığını gösterdi. Daha spesifik olursak, bir ilişkide günlük olarak olumlu olayların deneyimlenmesi, 21 günlük sürede yaşanan olumlu duyguları arttırdı; artan olumlu duygularsa kaçınma duygusunda azalmayı beraberinde getirdi. Yine laboratuvarımızı ziyaret eden çiftler için de aynı örüntüyü gördük: Sohbetleri sırasındaki onaylama davranışları olumlu duygularını artırırken, olumlu duygular da zaman için kaçınmayı azalttı. Sonuç olarak, partnerimizle yaşadığımız olumlu etkileşimleri arttırmanın, daha güvenli ve daha yakın bir ilişkiye açılan anahtar olduğu ortaya kondu.
Araştırma bulgularımızın tamamı, sosyal psikolojinin en önde gelen bilimsel dergilerinden olan “Journal of Personality and Social Psychology” dergisinde yayınlandı. Çalışmalarımıza dahil olarak ilişki dinamiklerini anlamamıza katkıda bulunan tüm çiftlerimize, kıymetli vakitleri ve katılımları için çok teşekkür ederiz.