Mesquita et al. (1999)

Demokratik Barış Teorisi I

An Institutional Explanation of the Democratic Peace

Bruce Bueno de Mesquita, James D. Morrow, Randolph M. Siverson and Alastair Smith

The American Political Science Review Vol. 93, No. 4 (Dec., 1999), pp. 791-807

Bu makale Demokratik Barış Teorisi’nin önemli köşe taşlarından biridir. Demokratik Barış Teorisi’ni çıkar-odaklı, dahası rasyonel seçim modeli ile ele almaktadır. Bu anlamda, yazarların Demokratik Barış Teorisi’ne yaptığı birinci katkı metodolojik olmakla birlikte, nedensel (causal) anlamda da literatüre katkı yaptığını söylemek mümkündür. Yani demokratik rejimlerin otokratik rejimlere göre neden daha fazla savaş kazandığını, dahası otokratik liderlerin demokrasilerle savaşa girmek istememesini liderlerin kar-zarar tutumuna ve bir ulkede bulunan demokratik kurumlara dayanarak açıklar. Demokratik kurumlar ve işleyişler çoğu zaman çıkarını maksimize etmek isteyen lidere engel olur. Bu açıdan liderin politikadaki büyük başarısızlıkların bedeli  demokratik işleyiş ve kurumlar vasıtasıyla  lidere ödetilir. Yani bir taraftan kazanımlarını maksimize etmek isteyen (rasyonel modelin varsayımı)  bir taraftan da demokratik kurumlar söz konusudur.

Demokratik Barış Teorisine temel oluşturan iki önemli bulgu:

1.Demokratik yönetimler otoriter rejimlere göre daha fazla savaş kazanırlar

2.Bu zaferler otokratik rejimlere nazaran daha az bir maliyetle gerçekleşir.

Yazarlar bunun sebebini ortaya koymak için bir model geliştirir. Doğal olarak, eğer bir model inşa ediyorsak, bunun varsayımlarını/öncüllerini de ortaya koymamız gerekir. Modelimizin birinci varsayımı: Gerek demokratik, gerekse de otokratik yönetimler olsun, liderler kendi koltuklarında kalmak isterler. Yani demokratik seçimler sonucunda, ya da bir darbeyle iktidardan düşmek istemezler.

Otokratik liderler iktidarda kalabilmek için çevresindeki bir avuç eliti besleyerek hayatta kalabilir. Seçimler yoktur ya da göstermeliktir. Bir askeri darbe ile, ya da bir çıkar grubunun desteği ile iktidara gelebilirsiniz. İktidara gelirken, ya da iktidara geldiğinizde bir çıkar grubuna -seçmenlere rağmen- hiçbir engele takılmadan maddi güç aktarabilirsiniz. Yani burada dar bir kazanan koalisyon söz konusudur. Otoriter rejimlerde kazanan koalisyonlar küçük olduğu için, kazananların payına düşen özel yarar çok daha fazladır. Çünkü halkın ekseriyeti özel yarar elde edemez.

Demokratik rejimlerde liderin etrafında otokratik rejimlerle karşılaştırıldığında daha geniş bir destekçi çevresi olur. Bu destekçi çevresi, yani kazanan koalisyon iş adamları, çekirdek seçmenler, sendikalar ve derneklerden oluşabilir. Fakat demokratik rejimlerde bu fayda olabildiğince çok sayıda insana dağılır. Dolayısıyla demokratik rejimlerde kazanan koalisyonun her bir bireyine düşen özel fayda daha azdır. Bu durumda kamusal faydalar/kazanımlar daha fazla öne çıkar çünkü size ayakta tutan bir avuç oligarşi değildir.

Örneğin, devlet bütçesi demokratik karar alma mekanizmaları ile oluşturulur (meclis) ve demokratik liderin eli demokratik denge ve denetleme kurumları ile bağlıdır. Otoriter rejimlerdeki gibi bir avuç insan çevresine para akıtmak da son derece tehlikelidir. Bu durumdaki demokratik liderler verdikleri kararların geri tepmesinden korkarlar, dahası içine girecekleri çatışmaları çok iyi seçerler. Eğer bir çatışmaya gireceklerse bunu çok dikkatli bir şekilde seçerler. Bir diğer anlamda kazanamayacakları bir iç veya dış çatışmaya girmekten çekinirler.

Şimdi baştaki sorumuza geri dönelim: demokratik devletler neden daha fazla savaş kazanırlar? Ayrıca bu savaşlar neden daha az maliyetlidir? Yukarıda görüldüğü gibi politikada başarısızlıklar demokratik liderlerin en büyük korkularından biridir. Savaş çok fazla para harcanması gereken, yani seçmenlere daha fazla vergi yükü getiren, dahası seçmenlerin refahını etkileyen en önemli şiddet olaylarından biridir. Dolayısıyla savaşa girmeden önce gerek iç siyasette gerekse de dış siyasette daha az maliyetli bir yol olan müzakereyi tercih ederler. Bu durumun demokratik liderler daha fazla farkındadır çünkü her bir demokratik rejimde iktidarda bulunan lider/hükümet aynı tehlikeyi sezer: savaş getirdiği yük dolayısıyla liderliği yerinden edebilir. Bunun sonucunda:

1. Demokratik rejimlerdeki liderler girecekleri savaşı çok iyi seçerler ve eğer savaşa gireceklerse kazanacakları şekilde bu savaşa girmek isterler. Savaşa girdiklerinde ise  kitleleri daha fazla mobilize (seferber) ederler. Savaştan gelecek kamu zararı/yararı demokratik rejimlerde daha fazla kitlelere yayılmıştır.

2. Otokratik liderler kamu kaynaklarını belli bir küçük kitleye kanalize ettiklerinden, savaşı kaybetmenin ya da kazanmanın politik maliyetini de üstlenmezler. Çünkü yerlerinen edilme şansı yoktur. Örneğin Saddam İran ve Kuveyt savaşlarını kaybetmiş ama iktidarını korumuştur.

3.Demokratik rejimlerde kamu kaynakları belli bir zümreye değil, genele aktarıldığından savaşın maliyeti de bundan etkilenir. Otokratik rejimlerde savaşa bütçe aktarıldığında -liderin çevresindeki elitler az olduğu için- her bir destekçi barış dönemine nazaran çok daha az maddi kazanç elde eder. Çünkü kendilerine gelecek para savaşa aktarılmıştır. Ama demokratik rejimlerde liderin destekçileri çok fazla olduğundan savaşa bütçe aktarıldığında her bir destekçinin marjinal faydası daha az etkilenir. Çünkü demokratik rejimlerde destekçilerin özel faydası daha fazla kişi arasında paylaşılır.Bu durumda demokratik rejimlerde liderler, özel kişilerin destek ya da engel olmalarına takılmadan, çok daha fazla kaynağı savaşa aktarabilirler.

Bunun yanında, savaşın kazanımları da demokratik rejimlerde topluma daha fazla yayılmıştır. Otokratik liderler bir savaş kazandığında bundan esas faydalanan kendi çevresinde onu ayakta tutan dar bir elit çevresidir. Fakat halk yine aynı durumdadır. Ödüller çok daha eşitsiz bir biçimde dağıtılır. Demokratik rejimlerde ise liderin kazanan koalisyonu çok daha fazla kişiden oluştuğundan hem savaştan, hem de dolayısıyla liderin iktidarda kalmasından daha çok sayıda insan avantajlı çıkar. Dolayısıyla demokratik rejimlerde -otokratik rejimlere nazaran-  savaş sonrası kişi başına düşen ödül daha fazladır. Dolayısıyla demokratik rejimler kitlelerini  seferber etmede daha avantajlıdır. Otokratik rejimlerde ise kişi başına düşen ödül çok azdır.

Bütün bunların sonucunda demokratik rejimler girecekleri savaşı çok iyi seçecekleri gibi, otokratik liderler demokratik rejimlerle savaşa girmek istemezler çünkü çok daha fazla kaynağı seferber edeceklerini düşünürler.