Esra’nın Dikran Bey’le Görüşmesi

Esra: “Sözlü tarih görüşmemi babamın üniversiteden arkadaşı olan ?53 doğumlu, kökeni Kayseri?ye dayanan Dikran Bey’le gerçekleştirdim. Kendisiyle iki kez görüşme yapma fırsatım oldu. Her iki görüşmede de inanılmaz aile hikâyelerini dinledim.  Sözlü tarih sayesinde ilk defa bu kadar tarihe yakın, hatta olayların içinde hissettim kendimi. Dikran Bey geçmişinin çok farkında olan biriydi. Ailesinin başına gelenlerin izini sürebilmek için yaptığı çalışmaları benimle hiç çekinmeden paylaştı. Hikâyeleri insanın kanını donduracak nitelikte olsa da kendisiyle sohbet ederken ülkesine hiçbir şekilde bir kin ya da nefret duyduğunu hissetmedim. Aksine yalnızca bunları anlatmanın insanları kinlendirmekten, insanlara acı vermekten başka bir işe yaramadığına inanıyor. Mülâkat boyunca her ne kadar anlatmak ona acı verse de, Dikran Bey’in ailesinin yaşadıklarının çok kolay olmadığını, hatta çok zorlu bir hayattan geçtiklerini gördüm. Dikran Bey ailesinin yaşadıklarını anlatırken beni en çok etkileyen, her ne kadar tehciri kendisi yaşamamışsa bile o olayların onun bütün hayatını ve hayata bakış açısını ne kadar çok etkilediği oldu. Bu iki görüşme sonrasında uzun yıllar öğrenemeyeceğim şeyleri öğrenme ve bu konu hakkında farklı bir bakış açısına sahip olma fırsatım olmuş oldu.”



Esra’yla Dikran Bey’in görüşmesinden: Dikran Bey: ?Türk arkadaşlarımla konuştuğumda işte arkadaşlarımın çoğunun Malatya?dan kayısı gelir, kimine Diyarbakır?dan karpuz gelir. Benim gelmiyor hiçbir yerden bir şeyim yok çünkü. Benim köküm yok, geçmişim yok. Biz topraktan çıkmadık, biz bir yerlerden geldik yani. İşte o bir yerlerimiz yok bizim. Bizim geçmişimiz çok kısa; yani ben size anlattığımda dedemi anlatabiliyorum. Dedem peki nerde doğdu yok onun ötesi. Onu anlatamıyorum size. Yok onlar çünkü o insanlar yoklar. Onlarla ilgili hiçbir şey anlatamıyorum size. Benim babamın memleketinde hiçbir şeyim yok. Yok, çünkü beni o babamın memleketinin toprağından kopardılar.”


Dikran Bey’i dinleyebilirsiniz: